Creative abstract portrait with prism effect and multiple reflections, creating an illusion.

Şizofreni Nedir?

Şizofreni kelimesi, Yunanca ayrık veya bölünmüş anlamına gelen \\\”şizo\\\” ve akıl anlamına gelen \\\”frenos\\\” sözcüklerinin birleşiminden gelir. Anlatılmak istenen kişinin iki kişilikli olması değil, aynı anda iki farklı gerçekliğe inanmasıdır. \\\”Gerçek gerçeklik\\\” normal, sıradan bir insanın algılamasına denk düşerken, \\\”ikinci gerçeklik\\\” sağlıklı bir insanın anlayamayacağı, çoğu kez belli bir sisteme dayalı bir gerçekliktir. Hastalık, algılama ve düşünme yetilerinde meydana gelen bozukluklara bağlı olarak kişinin davranışlarında da değişime, bozulmalara yol açar. Bu bozulmalar, şizofreni hastasının kendisini rahatsız etmeye başlayan dış dünyadan bağımsız, kişiler arası ilişkilerden ve gerçeklerden uzaklaşarak kendi kendine yeni bir dünya kurmasına neden olur.

Şizofreninin ömür boyu görülme sıklığı genel nüfusta %0,5-1\\\’dir. Ancak kan bağı olan akrabaları arasında şizofreni hastaları bulunanlarda, şizofreni görülme sıklığı genel toplumdan daha yüksektir. Şizofrenide genetik faktörlerin rolü iyi tanımlanmış olmakla beraber, bu hastalık yalnızca kalıtımsal faktörlerin değil, birçok koşulun bir araya gelmesi ile oluşur. Yani şizofreni genetik ve çevresel faktörlerin rol aldığı oldukça kompleks bir hastalıktır.

Birçok alt tipi bulunan şizofreni çok değişik gidiş ve sonlanış gösteren süreğen bir bozukluktur. Şizofrenide hastalığın gidişi her birey için farklı biçimde gelişebilir. Hastalığın popüler kültürdeki olumsuz imajına rağmen, hastaların çok büyük kısmı tedaviden fayda görür.

Belirti ve Bulgular

Hastalık öncesi kişilik ve uyum

Şizofrenik hastalar hastalık öncesi sessiz, arkadaşı az, yalnızlığı seven, tuhaf, güvensiz kişilerdir. Aileler genelde çocuklarının hastalık başlamadan önce hep çalışan, sessiz, uyumlu, arkadaşsız olduklarını anlatırlar. Şizofreni, çoğunlukla 18-25 yaşlarında ve psikolojik stresle başlar.

Klinik belirti ve bulgular:

Şizofrenide bilinç ve yönelim genellikle yerindedir. Zekâ seviyesinde belirgin bir gerileme olmaz Bununla birlikte, soyutlama yetisinde zayıflama olan kimi süreğen hastalarda zekâ seviyesinde de eksilme, gerileme vardır.

Şizofrenide;

    • içgörü,
    • düşüncelerin içeriği ve oluşturulması,
    • duyguların deneyimlenmesi ve ifade edilmesi,
    • algılama, davranışlar ve bilişsel işlevler gibi birçok alanda belirtiler ortaya çıkar. Şizofreni heterojen görünümlü bir hastalık olduğu için tipik bir genel görünüme sahip değildir. Bazı hastalarda görülen belirtiler diğerlerinden farklıdır.

Düşünce akışı ve içeriği ile ilişkili belirti ve bulgular:

  • Şizofrenide düşünce içeriği ile ilişkili olarak ortaya çıkan belirtilerin en önemlisi hezeyanlardır.
    • Hezeyanlar (sanrı ve delüzyon eşanlamlı kelimelerdir) aksine kanıtlarla ve mantık yoluyla çürütülmesine rağmen kişinin inanmayı sürdürdüğü, kişinin kültürü, dini ve eğitimi ile ilişkili olarak normal kabul edilemeyecek türden yanlış inanışlardır.
    • Şizofrenide ortaya çıkan hezeyanlar arasında referans (üzerine alınma), etkilenme, kıskançlık, perseküsyon (kişiye zarar verileceği), büyüklük, erotomani (başkalarının kendisine âşık olduğu), düşüncelerinin değiştirildiği, çalındığı veya yayınlandığı temalı olanlar sayılabilir.
    • Düşüncenin oluşturulması ve akışındaki değişiklikler arasında düşüncelerde azalma, düşünce blokları (düşünce akışının aniden kesintiye uğraması), çağrışımlarda dağınıklık, konuşma yapısının tümüyle kaybolması gibi belirtiler bulunur.

Diğer Belirtiler:

Algı ile ilişkili belirti ve bulgular: Şizofrenide sıklıkla ortaya çıkan belirtiler arasında varsanı (halüsinasyon) ve yanılsama (illüzyon) sayılabilir. Şizofrenide halüsinasyonlar en sık işitsel olmakla birlikte beş duyunun da varsanısı olabilir. Şizofrenide, işitsel halüsinasyonlar özellikle kişinin davranışları hakkında yorumlarda bulunan sesler duyma şeklinde olabilir.

Duyguların deneyimlenmesi ve ifade edilmesi ile ilişkili belirti ve bulgular: Kişinin duygusal yaşantısında çeşitlilik azalır. Bu durum affektif veya duygusal küntlüktür.

Bilişsel işlevlerle ilişkili belirti ve bulgular: Özellikle kronik gidişli hastalarda bilişsel işlevler bozulur. Bu sebeple, hastalığın ilk tanımlandığı yıllarda adı \\\”dementia preacox\\\” (erken bunama) ismi ile anılmasına sebep olacak kadar belirgin olabilir.

Aslına bakarsak hastaların çoğunda içgörü yoksunluğu da görülen belirtiler arasında yer alır. Kısıtlı anlamıyla içgörü kişinin içinde bulunduğu hastalık ve bunun belirtileri hakkında gerçekçi bir kavrayışa sahip olmasıdır. Daha da önemlisi Dünya Sağlık Örgütü\\\’nün 1979\\\’da yayınladığı verilere göre akut şizofrenide en sık görülen belirti içgörü yoksunluğudur. Öyle ki durumdaki hastalar hasta olduklarını düşünmezler. Dolayısıyla bu durum tedaviyi engellediği için içgörü yokluğu büyük öneme sahiptir.

Pozitif ve negatif semptomlar

Ek olarak şizofreninin seyri sırasında ortaya çıkan belirtiler ayrıca negatif ve pozitif olmak üzere iki başlık altında incelenir. Pozitif belirtiler normalin dışında fazlalık, aşırılık ve sapmalar olarak ortaya çıkan belirtilerdir. Negatifler ise normal işlevlerde azalma, eksiklik gösteren belirtilerdir. Şizofreni heterojen görünümlü bir hastalık olduğu için tipik bir genel görünüme sahip değildir.

  • Pozitif semptomlar:
    • Varsanı,
    • sanrı,
    • sürekli ve sebepsiz ağlama ya da gülme,
    • evham,
    • kendini tanıyamamak,
    • heyecan, sıkıntı,
    • kuşku, güvensizlik, düşmanca düşünceler,
    • her şeyi üstüne alınma,
    • sese ve renklere aşırı duyarlılık,
    • aşırı derecede konuşma, kafiyeli konuşma ve anlatma isteği, anlatımda kopukluk gibi normalin üstünde aşırı semptomlardır.
  • Negatif semptomlar:
    • Duyarsızlık,
    • kayıtsızlık,
    • ilgisizlik,
    • insanlardan
    • kaçma,
    • konuşmada bozukluk,
    • duygulanımda eksiklik,
    • yaşamdan zevk alamama (anhedoni),
    • uğraştığı işe kayıtsızlık,
    • dış görünüşü önemsememe,
    • bakımsızlık,
    • kendini bulunduğu ortamdan ya da insanlardan yalıtılmışlık hissi gibi normal işlevlerde azalma ile giden semptomlardır.

Bleuler\’a göre temel ve ikincil belirtiler

Hastalığın etkilerini temel ve ikincil belirtiler olmak üzere iki kümeye ayırmıştır. Temel belirtiler her şizofrenikte bulunması gereken belirtilerdir. İkincil belirtiler temel belirtilerin üzerine eklenen belirtilerdir. İkincil belirtiler başka ruhsal hastalıklarda da görülebilmektedir.

Temel belirtiler (4 A belirtisi olarak bilinir);

  • Duygulanımda bozukluk (Affect)
  • Ambivalans (Ambivalance; karşıt duyguların birlikte yaşanması)
  • Otizm (Autism)
  • Çağrışımlarda (Association) bozukluk
  • Bilinç, yönelim ve bellekte temel bozuklukların olmayışı

İkincil belirtiler;

  • Sanrılar, yanılsamalar
  • Varsanılar
  • Devinim (hareket) bozuklukları

Kurt Schneider\’e göre birinci sıra belirtiler

  • Somatik pasivite (bedensel edilgenlik olgusu).
  • Düşünce çalınması, düşünce sokulması, düşünce yayınlanması (düşüncelerin başkalarınca okunması, çevreye yayılması),
  • Sanrısal algılama.
  • Duygu, düşünce ve dürtülerin dış güçlerce etkilenip denetlendiği duygusu
  • Genel olarak gerçeklikten uzaklaşma, farkındalık yetisini kaybetme.
  • İşitme varsanıları
  • Kendi düşüncelerinin yüksek sesle söylendiğini işitme.
  • Kendisine emir veren, yönlendiren seslerin işitilmesi.
  • Kendisiyle kavga eden, tartışan seslerin işitilmesi.

DSM-IV Şizofreni Tanı Ölçütleri

Tipik semptomlar:

  • Duygulanımda küntleşme
  • Varsanı (halüsinasyonlar)
  • Sanrı
  • Dezorganize konuşma (konuşmada düzen bozukluğu)
  • Dezorganize (çok dağınık) davranış (ör; uygunsuz giyinme, sık sık ağlama) veya katatonik davranış
  • Negatif semptomlar (konuşmanın ve istencin azalması gibi)
  • Toplumsal ve iş uyumunda bozukluk

Bunlardan iki ya da daha fazlasının hastada bulunması zorunludur. Bu belirtiler en az bir ay sürmüş olmalıdır.

Şizofreni tanısı koyabilmek için tipik semptomlara ek olarak;

  • Toplumsal ve iş yaşamında bozukluk
  • Süre: Hastalık belirtileri en az 6 ay sürmeli
  • Şizoaffektif bozukluk ve duygudurum bozukluğu olmaması
  • Fiziksel tıbbi bir duruma ya da madde/ilaç kullanmaya bağlı olmaması
  • Yaygın gelişimsel bozukluk öyküsü olduğunda varsanıların, sanrıların en az bir ay devam etmesi gerekmektedir.

Şizofreni Tipleri

DSM-IV sınıflamasına göre şizofreni beş alt tip ihtiva etmektedir:

1-Paranoid tip: Bazen dine aşırı düşkünlük olur. Kimilerinde metafizik, filozofik ya da cinsel uğraşlar vardır. Rahatsızlığı kabul etmez, belirtileri gizlemeye çalışır, sanrıları yüzünden savunmaya geçer ve toplumdan uzaklaşırlar. Düşünce bozuklukları baskındır. Kötülük görme sanrıları, büyüklük sanrıları, etkilenme fikir ve sanrıları, alınganlık, kuşkuculuk sık görülen düşünce bozukluklarıdır. Başlangıcı genellikle yavaş ve daha geç yaştadır.

2-Dezorganize (Hebefrenik) tip: Bu tipte düşünce ve devinim bozuklukları baskındır. Ayrıca kişilikte dağılma ve yıkım hızlıdır. Çoğunlukla hasta kendi özel dünyasında yaşar. Davranışlar ilkel ve çocuksudur. İlaveten duygusal tepkilerde oynamalar (labilite), yüzeysellik ve uygunsuzluk Vardır. Dahası sözcük uydurma (neolojizm), tutarsız sanrılar, yineleyici basmakalıp konuşmalar, ayrıca varsanılar da vardır. Genellikle başlama yaşı gençtir. Çoğunlukla akut, renkli pozitif belirtilerle başlamaktadır.

3-Katatonik tip: Öncelikle devinim (hareket) bozuklukları baskındır. İkincisi dış çevre ile ilişkisini kesmiş gibi görünse de çevrede olup bitenleri tanımakta ve kaydetmektedir. Diğer bir nokta hastalar belli bir duruşta uzun süre kalır. Böylesi bir durumda dışarıdan gelen tepkilere yanıt vermez (donakalma). Katatonik dalgınlık, katatonik taşkınlık, karşıtçılık gibi belirtiler görülmektedir. Başlangıcı çoğunlukla 15-25 yaş arasında ve aniden olmaktadır.

4-Ayrışmamış tip: Paranoid, dezorganize ve katatonik tür ayrışmamıştır.

5-Kalıntı (Rezidüel) tip: Daha çok negatif belirtilerin baskın olduğu süreğen şizofrenik bozukluktur. Değişmeye karşı istek ve ilgi azdır. Ayrıca duygu küntlüğü, vurdumduymazlık, girişim ve eylem azlığı gibi negatif belirtilerdir vardır. Diğer negatif belirtiler, toplumdan kopukluk, düşüncede somutlaşma ve fakirleşme, kendine iyi bakmama . gözlenir. Bir ya da birkaç aktif şizofrenik depreşmeden sonra başlamaktadır.

ICD-10 sınıflama sisteminde ise bu türlere ek olarak iki alt tip daha vardır:

Şizofreni-ardı çökkünlük (Postşizofrenik depresyon): Şizofrenik depreşmenin ardından hasta çok belirgin çökkünlüğe girebilir. Daha çok negatif belirtiler bulunmakla birlikte pozitif belirtiler de olur. Kalıntı şizofreniden ayırt etmek zordur.

Basit şizofreni: Sinsi ve yavaş başlayan ve daha çok negatif belirtilerin baskın olduğu şizofreni türüdür. Genellikle sanrılar, varsanılar, hareket bozuklukları yoktur.

Şizofreni: Gidiş ve sonlanış

Şizofreni çok değişik gidiş ve sonlanış gösteren süreğen bir bozukluktur. Gidiş ve sonlanışın değerlendirilebilmesi için kullanılan ölçütler:

    • hastalığın belirtileri,
    • iş uyumu,
    • toplumsal uyumu,
    • hastaneye yatış sayısı ve süresi,
    • bilişsel yetileri,
    • genel sağlığı,
    • özkıyım (intihar).

Olumlu gidiş göstergeleri:

  • Başlangıcın ani, renkli pozitif belirtilerle olması
  • Hastalığın ortaya çıkmasında ağır çevresel stres varlığı
  • Hastalığın türünün katatonik veya şizo-affektif olması
  • Aile ortamının düzenli, duygu dışavurumunun düşük olması
  • Tedavinin erken dönemde başlaması ve düzenli devam etmesi
  • Gelişmekte olan ülkelerde şizofreni prognozu gelişmiş ülkelere göre daha iyidir.

Olumsuz gidiş göstergeleri:

  • Hastalığın erken yaşta başlaması,
  • Hastalık öncesi kişiliğin şizoid ya da şizotipal oluşu, belirtilerin sinsi ve yavaş ortaya çıkması
  • Hastaneye yatma sayısının çok, yatma sürelerinin uzun, iyileşme sürelerinin kısa olması.
  • Negatif belirtilerin baskın olması
  • Ailede kalıtımsal yatkınlık, ailede hasta birey olması
  • Aile ortamının bozuk, duygu dışavurumunun yüksek oluşu
  • Hastanın kendisinden, ailenin ve çevrenin hastadan beklentilerinin yüksek ve aşırı talepkar olması
  • Beklentiler yükseldikçe ve hastalar bunu karşılayamadıkça düş kırıklarına bağlı öfke artar. İlaveten üzüntü tepkilerinin daha şiddetlidir. Bu nedenle aileni hasta hakkındaki emellerini daha gerçekçi, alçak gönüllü bir düzeye çekmelidir. Bu tedavide başarı için önemli bir noktadır.
  • Şizofreniklerde intihar akut dönemlerde hiç beklenmedik anda birden olur. Bazı ağır negatif belirtili, yetiyitimli süreğen hastalar planlayarak kendilerine kıyar. Şizofreniklerde özkıyım riskini artıran faktörler:
    • erkek olma,
    • bekarlık,
    • işsizlik,
    • toplumdan yalıtılmış olmak,
    • çökkünlük,
    • çaresizlik,
    • önemli bir yitim ve
    • ilaç/madde bağımlılığı sayılabilir.

 

\"\\"Şizofrenik\\"\"/
Şizofreni
Alışveriş Sepeti
× Nasıl yardımcı olabilirim?